top of page

ÇAKRA SİSTEMİ NEDİR?

Yazarın fotoğrafı: Harika Gülnur VarolHarika Gülnur Varol

Vücut, akıl ve ruhun birliğini hiçbir şekilde hiçbir şey çakralardan daha iyi anlatamaz. Çakra Sanskritçe “Tekerlek” veya “Hareket Daireleri” anlamına gelen bir kelimedir. Çakralar yoğunlaşmış yaşama kuvvetimizin önemli alanlarıdır. Bedenimizin ön bölgesinden başlayarak, başımızın üstüne kadar dizilmiştir. Her çakra bir diğerinin daha doğrusu bir üst çakranın anti tezi olduğu için, dengeli çalışması hayatî önem taşımaktadır.

Bizler elektromanyetik enerji akışının içinde bulunduğumuz için. Yaşama kuvvetinin içinde nefes alırız, onu beş duyumuzla algılarız, onu alanın içinde yönlendirir ve yedi çakra aracılığı ile kendimize çekeriz.

Yaşama kuvvetimizi belli organlara ve salgı bezlerine yönlendirmekle görevli olan çakralarımız, vücudumuzun en aktif bölgelerinde yer almaktadır. Bu bölgeler hem enerjiye ihtiyaç duyarlar, hem de yoğun enerji üretirler. Yani, çakramızın çalışmaması ile fazla çalışması eş değerde zararlıdır. Bunu anlayabilmek için, farkındalığımızın çok yüksek olması gerekmektedir. Her şeyde istenilen denge çakralarımız hususunda da önem teşkil etmektedir. Gerçekten de çakraların yerlerine bakıldığında, vücudun en aktif bölgelerine yani beyin, gözler, konuşma merkezi, kalp, orta organlar, sindirim, salgı bezleri ve cinsel organlara denk geldiklerini fark edeceksiniz.

Bu çakraların sadece fiziksel olmalarından çok daha fazlası vardır. Bu yedi koni yanlarında neredeyse hepimizin zaten farkında olduğumuz duygusal ve fizyolojik bağlantılar taşırlar. Örneğin: kalp, sahip olduğumuz bilgilerimizi kalbi duyguların merkezi olarak tanımaktadır. Bazı insanlar için “Kalbi çok geniş” veya “Aslan yürekli” veya “Kalpsiz biridir.” deriz. En derin sevgimizi ifade etmek için “Sana kalbimi veriyorum.” diyebiliriz. İşte diğer çakra bölgeleri de böylesine kendilerine has özellikler ve bağlantılara sahiptirler. Örneğin: beyine zekâ bölgesi olarak bakılır. Oysaki tarafsız düşünceler ve mantık beyin aracılığı ile insanlığın hemen hemen her fiziksel, fizyolojik ve duygusal yanına doğrudan bağlantılıdır. Bir insanın karakterini değerlendirmeye çalışırken ruhuna bakabilmek için gözlerini ararız.

Aslında her çakra kendine özel değerler kümesini sunan belirli bir bilincin alanıdır. Hiçbirimiz varlığımızda yedi bilinç seviyesinin hepsini bir araya getirememişizdir. İki, üç veya daha fazla çakra tarafından uyandırılmış ve motive edilmiş olabilirsiniz ama yedi bilinç seviyesinin hepsinde uyanık ve etkin olmak çok nadir görülür. Bu bilgi bizi önemli bir noktaya getirir. Hayatımızda en etkili olabilen bir, iki veya üç çakra fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarınızı, değerlerinizi ve ruhsal bilincinizi belirler. Bugünün dünyası ilk üç çakra tarafından yönetilir. Bu yüzden çakralar bir çeşit kişisel, fizyolojik ve ruhsal gelişim merdivenini temsil ederler. Her birimiz şu anda dünya bakışımızı yönetenden bir üstteki çakraya ilerlemeyi deneriz. Bunun sonucunda, büyümemizdeki ve gelişimimizdeki bir sonraki adımı temsil etmeye çabaladığımız değerler ve bilinç çakranın içinde saklıdır. Çakralar temel bilinçten kendimiz ve hayat hakkında daima genişleyen bir bakış açısına kadar nasıl ilerlediğimizi göstermek için yükselen bir sıra ile tanımlanmışlardır.

Görüldüğü üzere çakra merdiveninde yükselmek hayatın çok sık ortaya çıkardığı en büyük meydan okumaları kaçınılmaz olarak sunar. Çakraların birinin veya daha fazlasının tıkanmış veya kısmi olarak kapalı olması o çakranın içinde yer alan ilgili değerler ve anlayıştan yeterince etkilenemediğimiz anlamına gelir. Aynı zamanda yaşama kuvvetinin, vücudun o bölgesinde sönümleneceği anlamına da gelecektir. Ancak, bir veya daha fazla çakra kapalı olsa bile sınırlı bir kapasitede etkinlik gösterirler. Vücudun ilgili bölümüne yaşama kuvveti sağlamaya devam ederler. Eğer çakra bir seviyede etkinlik göstermeseydi kısa sürede ölürdük. Fakat çakra zayıf bir durumda etkinlik gösteriyorsa, ilişkili olduğu vücut bölgesi de zayıflamış olur. Buna ilave olarak o çakra tarafından temsil edilen değerler ve bilinç bizi etkiliyor ise de o kadar güçlü olmazlar. İlgili organlar ve salgı bezleri yavaş yavaş körelir ve sonuç olarak bir çeşit hastalık belirtileri ortaya koymaya başlarlar. Bizim çakra tarafından temsil edilen yaşamın parçasını anlamaktaki eksikliğimiz kaçınılmaz olarak bizi çatışma ve krize sürükler.

Bir kişinin sorunlarını ve yedi çakranın düzenlenebileceği bölgeleri anlayarak iyileştirici dokunuş uygulayıcısı belli fiziksel ve fizyolojik sorunların neden ortaya çıktığını anlayabilir. Bunu yaparken vücut, akıl ve ruh ile çalışılır ve hastalığa sebep olan temel nedenler iyileştirilir.

Şimdi hayatımızdaki iyileştirici dokunuştaki önemi daha iyi anlamak için yedi çakrayı ayrı ayrı inceleyelim.



4.754 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Ruh Nedir?

TEKÂMÜL NEDİR?

Comments


bottom of page