Hep bahsettiğim üzere, evrensel yasalara uyumlu olmayan hiçbir ruh varlığı tekâmüle ulaşamaz. Bu yasaları bilmek ve hayatımıza uygulamak hepimizin yararına olacaktır.
Hayatımızın amacını öğrendikten sonra uymamız gereken evrenin spritüal yasaları vardır ki bu yasaları öğrenerek ve onları kullanarak amacımızı gerçekleştirme yolunda daha emin adımlar atabiliriz.
UYULMASI GEREKEN YASALAR
ESNEKLİK YASASI
Bu yasa, uygulamakta ustalaştıkça, engellerimizin ortadan kalkmasını sağlayacaktır. Esnek olmaya başladıkça sorunlarımızı daha da kolay çözebileceğimize işaret eden esneklik yasası, deneyimlerimize zihnen direnmeyi bırakmamıza yardımcı olacaktır. Ret ve acı içerisinde olduğumuzda kuvvetli esen rüzgârda kırılma olasılığımızda yüksektir. Bunun ile beraber esnek olduğumuzda ise kırılmak yerine rüzgârda eğilen bir dal misali eğilirsek hayatın bütün tablosunu kabullenerek daha kolay deneyimler yaşamış olacağız.
Bu yasayı uygularken, savaşmak, direnç göstermek, geri çekilmek, donup kalmak yerine, akışa teslim olmak gerekmektedir…
SEÇİMLER YASASI
Bizlere bahşedilen yaratıcı enerjimizi, seçimler yasası gereği, pozitif veya negatif yönde kullanma yetkisi de bizlere verilmiştir. Bu sebepten, kendimizi ifade etme ve yaratıcı enerjimizi kullanırken yukarıda da bahsettiğim gibi, pozitif veya negatif yollar seçebiliyoruz. Diyelim ki para, para bir enerjidir, biz parayı hayır işlerinde kullanabildiğimiz gibi, birilerine güç göstergesi olarak da kullanabiliriz. Burada seçim sadece bize kalmıştır… Yaratıcı enerjimizi pozitif yönde kullanırsak hayatımızın gidişatını tamamı ile değiştirebiliriz… Burada en önemli konu şu ki, önümüze çıkan seçeneklerde, ilahi yasalara uygun seçimler yapabilmemizdir…
SORUMLULUK YASASI
Sorumluluk deyince aklımıza ilk gelebilecek şeylerden biri çevremize karşı sorumluluk olsa gerek. Örneğin: anne, baba, eş, çocuklar, iş sorumluluğumuz gibi… Aslında bu yasada belirtilmek istenen şey, ilk önce kendi iç sorumluluğumuzu keşfederek denge noktalarımızı bulmaktır. Kendi değerlerimizi, denge noktalarımızı keşfetmeden başkalarının sorumluluklarını almak mümkün değildir. Almış olsak da çok da başarılı olamayacağımızdan emin olabilirsiniz. Şayet kendi sorumluluğumuzu alamıyorsak, başkalarına yönelttiğimiz aşırı özveri ile daha da hayatın içinde bilinçsizce sıkışmamız kaçınılmazdır.
DENGE YASASI
Bilgeliğin kalbi olan denge, hayatlarımız için dönüm noktası oluşturabilecek bir öneme sahiptir. Bu yasayı uygulamak kolay değildir ancak çaba göstermeye değer. Çünkü denge hayatımızın efendisi olmamıza yardımcı olabilir.
Çok hızlı mı konuşuyorsunuz?
Alçak sesle konuşmayı deneyin.
Çok hızlı mı yemek yiyorsunuz?
Çok yavaş olmayı deneyin.
Sık sık gerilimli ve gergin misiniz?
Kendinizi gevşemiş hissetmeyi deneyin.
Aşırı güvenli duruşunuzla rahatsızlık mı veriyorsunuz ya da güvensiz misiniz?
Daha doğal olmaya gayret edin.
SÜREÇ YASASI
Her adım kendi içinde küçük bir başarı hâline gelebilir. Böylece nihai hedefimize ulaştığımızda birçok başarıyı da beraberimizde götürürüz. Yol boyunca öğrendiğimiz şeyler aslında hedefe ulaşmaktan daha değerlidir. Hiçbir şeyi bir anda öğrenmediğimiz kabul edebilmek, temelden başlayarak yükseklere ulaşmayı öğrenebilmek, adım adım ilerleyen deneme-yanılma sürecini bilebilmektir süreç yasası. Hayatınızda ki küçük adımlara dikkat edin ve onları asla küçümsemeyin.
KALIPLAR YASASI
Kalıplar yasası verdiği kararlardan tekrar ve tekrar dönme eğiliminde olan ya da başladığı işi tamamlamadan yarım bırakan, aynı başarısızlıkları tekrarlayanlar için son derece önemlidir.
Biz kalıbı kırana dek kalıp tekrar kendini göstererek tekrarlama eğilimi gösterir. Bir kalıbı kırmanın ve değiştirmenin kahramanca bir savaş gerektirdiğini kabul ettiğinizde kazanacaksınız. Örneğin: sigarayı defalarca bırakmanıza rağmen yine başlıyorsanız, sigarayı bırakmanın kolay olduğunu deneyimlemişsinizdir ama asıl zor olan ona tekrar başlamamaktır. Eski kalıbı kırmak için mutlaka yeni bir kalıba geçmeyi seçmelisinizdir.
DİSİPLİN YASASI
Disiplinli olmak, daha hür, daha mutlu ve daha güçlü yapar insanı. Büyük özgürlüğün ve bağımsızlığın en emin vasıtasıdır. O uçmak için sağlanan bir tür düzendir. Eğer bir yerlere ulaşmak istiyorsak bir şeyleri derin bir biçimde yapmak istiyorsak öz disiplini uygulamak zorundayız.
KUSURSUZLUK YASASI
Geleneksel bir görüş açısından, bu dünya bir ıstırap yeridir. Acı çekeriz, aç, evsiz barksız insanlar görürüz ve tam istediğimiz şeyi elde ettiğimiz zaman bile her şey geçicidir.
Aşkın bir perspektiften bakmayı öğrendiğimizde ise her şey kusursuzdur. Ulaşabileceğimiz en iyi şey erdem ve gelişkinliktir ve ona ulaşmak için zaman ve uygulama gereklidir. Kendimiz sürekli başkalarıyla kıyaslayacak şekilde yetiştirildiğimizden olduğumuzdan başka biri olmak için uğraşıp dururuz.
Bilgelik, sabır ve sevgiyle gördüğümüzde; sevinçler ve üzüntüler, şu anda dünya gezegeninde olup biten her şey, büyük bir tekâmül süreci ile ilgili olarak, kesinlikle ve tamamen mükemmeldir.
ŞİMDİKİ AN YASASI
Goethe “Şimdiki an en güçlü tanrıçadır.” diyerek anın kuvvetini vurgular. Zaman fikri sadece bir sosyal anlaşmadır, gerçekte zaman diye bir şey yoktur. Geçmiş veya gelecek dediğimiz tüm şeyleri biz zihnimizle yaratarak, gerçeklik kazandırdığımız için, anın içinde var olamıyoruz. Hâlbuki bedenimiz şimdiki anda yaşar. Şimdiki an yasasına uyumlana bilmek için, kendimizi ana bırakabilmek çok pozitif yaratımlara sebep olacaktır. Gelecek dediğimiz şeyi, bu anın yarattığını kabul edersek, kederlenmeyi derhal bırakırdık. Anın tadını çıkartmak bu yasanın en önemli konusudur…
YARGISIZLIK YASASI
Yargılar biz insanoğlunun kendi değer ve inançlarımıza göre uyarladığımız şeylerdir. Hâlbuki evrensel bir ruh hiç bir şeyi yargılamaz, kimseyi kimse ile karşılaştırmaz… Yargılar iç savunma ve direnç oluşturduğu için, tüm enerjimizin önünü keser. Tanrısal yasa gereği, öncelikle kimsenin yaşamını, yaptıklarını, söylemlerini yargılamamamız söylenmiştir. Bizler yukarıda da söylediğim gibi bu konuya hassasiyet göstermediğimizde, bu yasayı çiğnemiş oluruz. Bunu bilen yüksek benliğimiz ile de kendi kendimizi de devamlı olarak yargılamak ile daha da dibe batarız. Yargısızlık yasasında, ilk öncelik kimseyi eleştirmemek, yargılamamak gerekmektedir. Eleştirdikçe eleştirileceğiz. Bunu unutmayalım!
İNANÇ YASASI
İnanç yasası, kendine itimat direkt deneyimle gelir. Yani bir öğretmenin ya da kitabın öğrettiklerinden çok kendi deneyimlerimize dikkat etmemiz hatırlatılır. İçimizden geldiği gibi dans etme, savaş sanatları ve diğer sporları uygulama, bir müzik aleti çalma, bunların hepsi bedenimizin düşünmeden, kendi bilgeliğini izleyerek hareket etme noktasındaki itimat ve geliştirmenin güzel yollarıdır. Böylece bedenimize itimat etmeyi, onu dinlemeyi öğrenir, bedenimizin ihtiyaç duyulan şeyi bildiğini yapabildiğini keşfederiz.
BEKLENTİLER YASASI
Eğer kansere yakalanmaktan, sevdiklerimizi kaybetmekten, başarısızlıktan korkuyorsak bütün bunları biriyle açık yüreklilikle paylaşmamız ve zihnimizi başka şeylere odaklayarak kendimizi temizlememiz gerekir. Deneyim yaratmanın anahtarını bilinçaltı sağlar. Eğer bilinçaltınızda korkular yoksa kansere yakalanmayabilirsiniz. Yaşadığınız an size bilinçaltınızda ne beklediğinizi açık olarak göstermektedir. Mevcut sorunlarınız bilincinizin doğurduğu sorunlar olduğuna göre mevcut nimetlerde pozitif beklentilerimizin sonucunda oluşmuşlardır
Bu yasayı uygulamanın en güzel yolu; olmak istediğiniz şeyi olun! Rahat hâle gelene dek prova edin. Daha mutlu, pozitif ve neşeli bir insan olmanın nasıl bir şey olacağını hayal ederek bilinçaltı cilalarınızdan kurtulun.
DÜRÜSTLÜK YASASI
“Kötü insanlar cehenneme gitmezler! Onlar zaten cehennemdedirler.” bu kadar kötü davranmalarının nedeni budur. Dürüst davranmadığımız zaman içsel parçalarımız birbiriyle çatışırlar. İçsel öz duygumuz ya da ilhamımız zayıflar, yaşam; kendimizi yoksun ve yalnız hissettirir ve öğrenmemiz gereken tüm dersleri kendimize çektirerek ağır deneyimler geçiririz. İma etme, görmezden gelme, iç çekme, sürekli sızlanma ya da anlaşılma eğiliminde olanlar için dürüstlük yasası, böyle dolaylı, yanlış yola sevk edici, dalavereci, aldatıcı bir iletişime girdiğimizi işaret ederek ihtiyaç duyduğumuz “iç ışığımızı” yitirmemize sebep olduğumuzu hatırlatır.
YÜKSEK İRADE YASASI
“İçimde her şeyi bilen şefkatli bir öz şu anda bana yol gösteriyor ve ben onu çağırmayı öğrendiğimde bana en iyi ve en doğru nasıl bulmam gerektiğini gösterecek.” dediğimizde. İçimizde yer alan en yüksek ve en iyi adına ya da onun hizmetkârı olarak davranmaya başlarız.
Eğer bir kişi “Ben Öz’ün, Tanrının bir parçasıysam ve Öz benim parçam ise o zaman ben ne istersem bu Öz’ün iradesidir.” derse; egomuz, özgür iradesiyle bir tahta yerleşip bütünün hayrını düşünmeden istediğini yapma eğiliminde olduğundan yüksek iradenin yani Öz’ün sesini duymaz. Dileklerimiz bütünün hayrına olmalıdır. Dünyanın bir yanı yanarken siz mutlu olamazsınız. Çünkü küller mutlaka size ulaşacaktır. Yağmurlar delinmiş olan damınızdan evinize dolarken kızamazsınız, çünkü o anda kurak olan topraklarda sevinç vardır.
Alabileceğiniz kadar almak yerine verebileceğiniz kadar vermeyi düstur edindiğinizde bolluk ve bereket hep sizinle olacaktır. Vermekten vazgeçmeyin. Her kesin hayrına istediğiniz her şey, sevgi enerjileri ve ışık günlük hayatınıza yağacaktır.
Comments