top of page

NUMEROLOJİDE BİLİNÇALTI NASIL BULUNUR?

Yazarın fotoğrafı: Harika Gülnur VarolHarika Gülnur Varol

Numeroloji tekniği ile bilinçaltı işlevselliğimizi bulmak için, rakamların temel özelliklerini göz önünde bulundurarak 1’den 9’a kadar çakralarımızın karşılığına gelen pin kod hesaplama şekliyle bulduğumuz rakamları karşılaştırıyoruz. Örnek içinde çok daha iyi anlayacaksınız.

Acun ILICALI’nın pin kodunu hesapladık. Örneğe geri dönersek:

2 5 7 5 7

7 3

1 1

Acun ILICALI örneğimizin, karmik borçları açısından kısacık bir analizini yapmıştık. Şimdi de pin kodundan yola çıkarak kendisine nasıl bir bilinçaltı seçimi ile kader programı tasarlamış görelim.

1. ÇAKRA 2: Varlık kendisini tekâmül yolundaki ilk kundalini alanı olan birinci çakrada yani “Ben” demesi gereken alanda iki zannetti. (2) rakamı numerolojide sen ve senin duyguların demektir. Buradan da anlaşılacağına üzere varlık tam ben diyeceği alanlarda bilinçaltı kendisini iki sandığı için başkalarının duygularına daha çok önem veren biri olmasına yol açıyor. Anaç, yumuşak huylu, anlayışlı… Hayatının ilk dokuz yılında annesinin bilinçaltını tümü ile emdiğini de söylemek mümkün.

2. ÇAKRA 5: Aşırı duygusal olan varlık, eleştiri konularında oldukça hassas bir yapıdadır. Zeki, analitik, muhakeme, yol gösteriş konularında usta, tam bir kelime cambazı. Macera tutkunu, keskin zekâsı sayesinde içselliği ile yol alan bir tasarım.

3. ÇAKRA 7: On sekiz yaşından sonra hayatının biraz daha sertleşmesine karar veren varlık bu yıllarda yirmi yedi yaşına kadar bazı sınavlar yaşama kararı almış. Son derece şefkatli ve bilgelikle bu sınavları atlatma sebebi tümü ile tasarımı ile doğru orantılı. İçsel huzuruna vermiş olduğu önem, sırlarını içinde tutmasına sebep olarak kurban rolünden uzaklaşmasını sağlamıştır. İnançlı biri olmasa da mistik evren ve ruhlar arasındaki bağlantıları merak eder.

4. ÇAKRA 5: Sorumluluk almayı hiç sevmeyen bir tasarımı olsa da (4)’e borcu olduğu için serbestliği ve özgürlüğünün kısıtlanmasından hiç hoşlanmasa da sabırlı olmasını sağladı. Dört numerolojide kalp çakrasını işaret eder. Geçmiş hayatından kalan borcunu ödemek için olabildiğince sabırlı davranması gerektiğini bilen varlık, benim gözlemlerime göre oldukça doğru yolda ilerlemektedir.

5. ÇAKRA 7: İç dünyası, dış dünyadan fazla etkilendiği için, özellikle dönüşüm yıllarında bunların etkisini daha da fazla hisseder. Özgürlük konularına aşırı meyili olduğu için, içsel olarak kendisini kısıtlayan derunî durumları fark etme çabası boş bir çabadan öteye geçemez. Kafasını dağıtacak bir şey bularak, asıl meseleyi gözden kaçırması olası. İç dünyasını dış dünyadan bağımsız yapmaya ihtiyacı var.

6. ÇAKRA 7: Altıncı çakrada karmik borcu olduğu için mutlaka evlenip aile kurmayı bilinçaltı güdüleyecektir. Bu çakraya yedi koyan ruh varlığı, özellikle aile hayatı konularında son derece mahrem, gizemli, sırlarını kesinlikle kimse ile paylaşmayan, kavga gürültülerden hoşlanmamakla birlikte, tabiri caizse ayak oyunları yerine daima dürüstlükten yana bir ruh varlığı. Kendi duygusal ruh hâlini anlayabilen ruh eşine rastlayıncaya kadar arayış içinde olmasını yadırgayamayız.

7. ÇAKRA 3: Her durumu düzenlemek isteyecek ve tümü ile kendi yöntemleri ile bunu yapacak. Her duruma kolay uyum sağlayan bir ruh varlığı… Kendisine verilen işi kolayca üstesinden gelerek yaptıktan sonra iltifat ve beğenileri almadan eser Allah’ın dercesine oradan uzaklaşıp gitmesi, bilinçaltındaki güdüsünden kaynaklanmaktadır.

8. ÇAKRA 1: Kendi işinin patronu oluncaya kadar bilinçaltı kendisini güdüleyecektir. Doğal bir amigodur. Liderlik yaparak yönetmek konularında yeteneği sekizinci hanede kendisini bir sanmasından kaynaklıdır. Şunu belirtmek gerekir ki bu tüm ruh varlıkları için geçerlidir, daima bilinçaltımız kazanır.

9. ÇAKRA 1: Hayat amacı, yönetmek ve yönlendirmek. Bu konularda son derece becerikli olan ruh varlığı, önce kendi ışık olmadan başarıya ulaşamazdı.

Hayatımızın içerisinde, kodlandığımız ki, hepimizin kodları var, dâhilinde hareket ediyoruz. Bu sebeple hep söylemez miyiz, “Herkesin farklı farklı mizacı var.” diye? Bunu bildiğimiz hâlde çevremizde bulunan bizlere yakın ruh varlıklarını da kendi kod ve inançlarımıza benzetmeye çalışmak değil mi? Son derece yanlış olan bu yaklaşımı birçoğumuz yapıyoruz.

Acun ILICALI’yı sevip takdir edenlerle beraber, sevmeyerek sürekli yargı besleyenlerde vardır elbet. İşte, tüm bu yargılar veya onaylamalar bizlerin yaratımıdır. İllaki her şeye kendi bakış açımızla yorum yapmak, kendi değerlerimiz, ön yargılarımız ile bakmaktan kaynaklıdır. İnsanoğlunun en çok ihtiyacı olan şey tüm bunlardan vazgeçerek, hayatın için de akıp gitmeleridir. Şunu hiç unutmamak gerekiyor, her ruh varlığı kendi tasarımını ve tekâmülünü tamamlamak içinde çabalamaktadır.

NOT: Acun ILICALI’nın “dan millman”ı yani hayat amacı 41/5’dir. Dan millman ile ilgili ve evrensel yasalar konusunda daha sonraki bölümlerde bilgi vereceğim. Siz de şimdiden bir kenara “dan millman” bularak not ediniz.


Örnek: 29.05.1969

2+9+0+5+1+9+6+9=41

4+1=5

Dm:

41/5 dir.

4: İstikrar ve Süreç

1: Yaratıcılık ve Cesaret

5: Özgürlük ve Keşif

41/5 ya da 14/5 hayat yolunda olanlar yaratıcı kapasiteleri ile sabır ve sebat dolu bir yol izleyerek, içsel özgürlüğü elde etmek için burada bulunmaktadırlar. Açılıştaki rakamın vurgu yaptığı çakranın önceliği dışında, bu iki kulvar arasında belirgin bir fark yoktur.

Hayat amacı beşinci çakranın niteliklerini deneyimlemek olan tüm diğer varlıklar gibi, bu kulvardakiler de özgürlüğü ilk önce dış dünyada arayıp hayal kırıklığına uğrayarak, gerçek özgürlüğü kendi iç dünyalarında keşfetmeye yönelirler. Bir sonraki gelen çakra bir öncekinin dengeleyicisi ve antitezi olduğundan dolayı, aynı anda zıt enerjilerin yayını altında bulunan bu varlıklar, ancak bir üst düzlemde senteze ulaşmaları sonucunda mutlu olurlar. Eğer harflerden destek alamıyor ve başlangıçtaki çakralarını sıfırdan açıyorlarsa, zorlu senaryolar ve mücadeleler sonucunda hedeflerine ulaşırlar. Ne zaman lider, ne zaman takip edici konumunda olacaklarını, atılım yapma ve kabul etme arasında dengeyi nasıl kuracaklarını öğrenmek zorundadırlar.

Hem disiplinli olmak hem de girişimcilik ve inisiyatif alma kapasitelerini ortaya çıkarmak durumundadırlar. Bilinçaltlarında her zaman beşinci çakranın yeni deneyimlere açılmayı teşvik eden maceracı ve sınır tanımaz baskısını hissederler. Dolayısıyla yerleşik düzenli hayatı, karınca misali monoton çabayı, istikrarı ve düzeni temsil eden dördüncü çakranın hakkı verilmeden beşinciye geçilmemelidir.

Pozitifte olduklarında güçlerini, cesaretle ilerleme hırsına, bağımsız irade gücüne, olumlu ve faydalı yönlerde faaliyet göstermeye adayan bu bireyler, negatife düştüklerinde, bencillik, güvensizlik, kavgacılık ve bağımlılıklar gibi birinci çakranın çukurlarına düşerler. Pratik metotlarla hizmet etme yeteneklerini organizasyonlar içinde uyum sağlayarak, planlama kapasiteleriyle birleştirdiklerinde, bulundukları ortamın temel direği olabilirler. Dördüncü çakranın çukurunda ise onları cimrilik, sakarlık, sabit fikirlilik ve inatçı davranışlar beklemektedir.

Özgürlük ve disiplin, gelenekçilik ve yenilikçilik arasında dengeyi bulmaya çalışan bu varlıklar, dallarını budaklarını sarmaşık misali etrafa yayıp büyümeyi ve genişlemeyi hedefleyecekleri yerde, aza razı olmayı ve şartların getirdiği daralmalara uyumlanmayı kabul ettiklerinde senteze varabilirler. Aksi takdirde hayat onları, vicdan muhasebesine itecek olan acılı ve trajik senaryolarla, dallarını budayıp köklenmeye ve sadeleşmeye mecbur edecektir. Bu konuda örnek almaları gereken sembol toprak elementidir. Âşık Veysel’in “Benim Sadık Yârim Kara Topraktır” adlı türküsünde en güzel ifadesini bulan toprak insanı olma niteliklerini geliştirdikleri oranda, gerçek içsel özgürlüğü keşfedebilirler.

Bu noktada bu kulvardakilere kitabımızın başında verilen birinci, dördüncü ve beşinci çakraya dair açılımları tekrar gözden geçirmelerini ve içinde bir, dört ve beş rakamlarının geçtiği diğer kulvarlara dair bölümleri okumalarını tavsiye ederiz.

Fiziksel olarak genellikle sağlam bir bünyeye sahip olan bu varlıkların, gündelik spor aktivitelerinin üstüne düzenli meditasyon ve gevşeme çalışmalarını eklemeleri gerekir. Uluslararası ticaret ve seyahat etmeyi gerektiren bürokrat benzeri kadrolarda, yani bazen hareketli, bazen de sabit kalmalarını gerektirecek işlerde başarılı olurlar. Başladıkları işleri yarım bırakmak onların enerjisini dağıtarak morallerini bozacaktır. Kendilerini engelleyen en büyük gücün dışsal faktörler değil yine kendi iç motivasyon süreçleri olduğunu fark etmelidirler. Birinci çakranın çevikliği ile dördüncü çakranın ağır kanlılığını dengeleyerek, deneyim çeşitliliğini dış dünyada aramak yerine, şu anda bulundukları anın içinde demirleyip, şimdide kalabilmenin iç zenginliğini tecrübe etmeden doyuma ulaşamazlar.

Ruhsal yasalar arasında Disiplin Yasası, Seçimler Yasası, Süreç Yasası, Devreler Yasası ve Şimdiki An Yasası öncelikle uyumlanmaları gereken yasalardır.

 
 
 

Commenti


bottom of page